5 Aralık 2017 Salı

Süreç mi Hedef mi?..

Selamlar,

Süreç - Hedef ikilisini ele almak gerekirse, erişmek istediğimize "Hedef", bunu gerçekleştirmek için kullandığımız zaman ve bu zaman içerisinde edindiklerimize "Süreç" diyebiliriz herhalde. Kimisi, Hedef Odaklı olmayı seçer ve etrafını bu düşünceyi savunan, uygulayan kişilerle donatırlar kimsi, süreç odaklı olanlarla. Kimisi de her ikisine de önem atfeder. Yetiştirilişimize baktığımda, sonuç odaklı evrildiğimizi hissediyorum. İlkokuldayken 10 puanlık sorunun doğru cevabına ulaştığınızda tam not alırken, gidiş yolunun doğruluğu bize akmasa da damlardı işte. Daha o zamandan, sonuca ulaşmanın önemine atıfta bulunurdu sistem. Sonrasında gelen tüm sistemler zaten başlangıcın üstüne çıkılan katlar gibiydi. Sonucunun ölüm ya da kalım olduğuna inandırılan bir sınav. Birçoklarımız o sınava kadarki ve o sınav sonrasındaki süreçten geçtik. İşte geldi "Süreç" önümüze. Nasıldı o süreç? Ben, yakın çevrem (küçük bir örnek küme) pek keyif aldığımızı söyleyemem. Eminim, hem hedefe ulaşan hem de süreçten acayip keyif alırken süreç dışı bir çok olaydan haberdar olan, iyi yönlendirilmiş ve kişisel özellikleri buna izin veren insanlar olmuştur. Ben o insanlardan değildim sadece. Birçok şeyi ıskaladım, bir çok şeyi duymadım, bir çok şeyden haberim dahi olmadı. Hedefe odaklanmış - odaklandırılmıştım çünkü. Süreç sadece sancılı bir dönemdi ve sonuca ulaşınca geçip gidecek, unutulacak bir zaman dilimiydi. Kimisi için 1, kimisi için 3, kimisi için de 5 yıldır hazırlık yapılan bir hedefti. "Geçip gidecek, sen bir kazan hele... Harika bir hayat seni bekleyecek." Ne kadar talihsiz yönlendirmeler. Bu geçti, yenisi başladı. Bu da bitecek bir başkası başlayacak. Yıllar, yani süreçler... Sonuç? Dediğim gibi ben sürecimden memnun değilim. Başarılı insanların bazıları "Hiç keşkelerim yok." Demesi beni pek etkilemiyor; zira benim var. Unutmadan, bir de alternatif maliyet olayı var. Hiç yaşamadığın ve bilmediğin bir konu üzerinde o dönem kafa yorsaydın bugün hangi sen olurdu? Bana kalırsa insanın hep keşkeleri vardır. Kendine söyleyemese de, keşkeleri olmadığını düşünse de keşkeleri vardır. Birçoklarının hayatındaki mutsuzluklara baktığınızda maddesel hedeflere ulaşılsa da mutsuzluğun, sıkkınlığın ve bitkinliğin var olduğunu görüyoruz. Hedefler tutsada yani tutmayan bir şeyler var. Gidiş yolları es geçilmiş, atlanmış, hep sonra bakarız, hele şu bir geçsin, hele şu değişsin, hele bu olsun... Giden yıllar, gidiş yolları. Yol elbet bir yere çıkacaktır. Ya çıktıktan sonra?

samimi sohbetlerimle,

ozan.

Hiç yorum yok: